maksibet betmatik mercurecasino
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
Saygıdeğer Basın Emekçileri;
Çerkes Sürgününün 159. Yılı nedeniyle hazırladığımız anma programı konusunda bilgilerimizi sizlerle paylaşmak üzere
burada bulunuyoruz. İlginize ve duyarlılığınıza teşekkür ederim.
Rus – Kafkas savaşları yaklaşık olarak 300 yıl sürmüş, özellikle savaşın son 100 yılı Çerkesler üzerinde uygulanan bir katliama
dönüşmüştür. Osmanlı İmparatorluğunun Kırım Savaşını da kaybetmesiyle Rus ordusu, gücünün tamamını Kuzey Kafkasya’ya
yöneltmiş ve son direnişleri de kanlı bir vahşetle tüketmiştir.
Savaş biterken, Rus Çarlığı 21 Mayıs 1864 tarihinde, bütün Çerkeslerin Kafkasya dışına sürgün edilmelerine karar verdi ve
hızlı bir şekilde uygulanmaya başlandı. Binlerce yıllık kadim vatanlarından işkence ve ölümle sürüldüler.
“Büyük Sürgün” döneminde bir buçuk milyondan fazla insan anayurtlarını terk etmek zorunda bırakıldı. Üstlerindeki giysi
dışında eşya almalarına izin verilmeden derme çatma gemilere “istif” edildiler. Karadeniz’in kuzey limanlarından düzensiz şekilde,
aileler parçalanarak Balkanlar’a ve Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya dağıtıldılar.
Sürgünler “halifenin ülkesinde” hayata tutunma mücadelesi verirken, geride bıraktıkları topraklarına Slavlar, Gürcüler,
Ermeniler ve Rumlar yerleştirildi.
Kafkas sürgünleri, Osmanlı Devleti’nin böylesine ani ve kitlesel göçlere hazırlıklı bulunmaması nedeniyle, çıkış limanlarında,
yollarda ve ilk yerleşim yerlerinde fiziki uyumsuzluk, salgın hastalıklar gibi nedenlerle 500 bin civarında kayıp verdiler. Kafkasların
yayla havasından gelmiş 74 bin insanın, sıcaklığıyla meşhur Çukurova’ya yerleştirilmesi sonucu bir-iki yılda nüfuslarının 4 binlere
düşmesi bir örnektir.
Osmanlı yönetimi İskân Planı çerçevesinde Kuzey Kafkasyalı mültecileri, özellikle iç karışıklıkların ve isyanların olduğu
bölgelere yerleştirmiştir. Nüfus dengesinin sağlanması, arazilerin tarıma kazandırılması ve muharebe yeteneklerinden faydalanma
yolu izlenmiştir. Göçmenlere yardım girişimleri kalabalık ve imkânsızlık nedeniyle kısa sürede çökmüştür.
Geri dönmek ve anayurtlarını Rus bağımlılığından kurtarmak kararında olan Çerkes göçmenler, 1877 – 1878 harbinde, kendi
atları ve silahları ile gönüllü olarak Anadolu ve Rumeli’deki cephelere koştular. Süvari güçlerinin neredeyse tamamını Kafkasyalı
göçmenler oluşturdu. Ancak şansları yaver gitmedi. 14 yıl önce Balkanlara yerleştirilen Çerkesler de, 1878 yılında imzalanan
Ayastefanos ve Berlin anlaşmaları gereğince Suriye, Filistin ve Anadolu’ya nakledildiler. Balkanlarda iskân edilen Kafkas sürgünleri
ikinci kez göç ettirilmiş oldu.
Zorunlu göçler Kuzey Kafkasya halkları için tam bir yıkım oldu. Yerleştirildikleri bölgelerde, devlet tarafından kendilerine
gösterilen arazileri o güne kadar yayla, otlak gibi şekillerde kullanmakta olan yerli halkla çatışmalara girmek zorunda kaldılar. Başlarını
sokabilecekleri evlerini yapmak, verilen arazileri ıslah etmek, ekip dikmek, kendi ihtiyaçlarını görebilir hale gelmek yıllarını aldı.
Kafkasyalılar, Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda da aktif rol aldılar. Erzurum Kongresinde belirlenen 9 kişilik Temsil Heyeti’nin 2
üyesi, Sivas Kongresi tarafından seçilen 16 kişilik Heyet’i Temsiliye üyelerinin 5’i Kafkasyalıdır. Amasya Mülakatında imzası
bulunanlardan Mustafa Kemal Paşa dışındaki 4 kişi de Kafkas göçmenidir.
İzmir’in İşgali ile başlayan milli mücadelede de Çerkesler ön cephelerdeydi. Yunanlıların ilerlemesini durduran Ethem Bey,
Anadolu’daki isyanları da bastırıp, düzenli ordunun oluşturulması için Ankara’daki hükümete zaman kazandırdı. Ancak düzenli
ordunun kuruluşu döneminde Ethem ve Ankara hükümeti arasında anlaşmazlıklar oldu. Bunun üzerine Ethem Bey kuvvetlerini dağıttı
ve ülkeden ayrıldı. Buna rağmen 1922-1923 yıllarında, Ethem Bey’e ve Anzavur Ahmet’e destek verdiği öne sürülen 14 Çerkes
köyünün halkı, suçlu-suçsuz, çoluk-çocuk, yaşlı-genç ayırımı yapılmadan Doğu Anadolu’ya sürgün edildi.
Anadolu’daki Çerkes nüfusu benzer nedenlerle artması gereken şekilde artmadı. Ayrıca iç göç yaşayan Çerkesler, kent
ortamında dillerini, geleneklerini ve sosyal hayatlarını devam ettiremediler. Yeni nesiller hızla ana dillerini unuttu. Sadece izole kırsal
alanlarda kalanlar lisan ve kültürel kimliklerini koruyabildiler.
Türkiye Cumhuriyetindeki yasal örgütlenme olan Kafkas Kültür Dernekleri sayesinde Anavatan Kuzey Kafkasyadaki Çerkes
Yönetim birimleri ve halkı ile iletişim güçlendirilmeye çalışılmakta, dil kursu, halk dansları eğitimi başta olmak üzere, Çerkes
Geleneksel Yaşam Tarzı olan Khabze ile ilgili çalışmalar yapılmakta, Arşiv ve kütüphaneler oluşturulup, Çerkes Toplumunun varlığını
sürdürebilmesi için gayret sarf edilmektedir.
Çerkes toplumu, dün Suriye başta olmak üzere Ortadoğu topraklarında, bugün özellikle halen Rus emperyalizmi ile mücadele
eden Ukrayna’da yaşananları en iyi anlayabilecek bir toplumdur. Burada karşılaşacağınız tüm Çerkesler, işte böyle bir vahşet
ortamından geriye sağ kalabilenlerin torunlarıdır.
Başta Türkiye ve Kuzey Kafkasya olmak üzere Çerkeslerin yaşadığı her yerde geleneksel bir yas günü olarak her yıl anılmakta
olan 21 Mayıs Çerkes Sürgünü anma etkinlikleri, bu yıl Mersin Özgecan Aslan Meydanında 21 Mayıs 2022 Pazar akşamı saat
19:30’da halkımıza açık bir organizasyon olarak gerçekleştirilecektir.
Yaşadığımız acılar ve sebeplerinden ders çıkarılarak, dünyanın daha mutlu insanların yaşadığı bir yer haline geleceğine ilişkin
ümitlerimizle, tekrar teşekkür ederim.
Yönetim Kurulu Başkanı
Serdar ATEŞALP
GÜNCEL
2 gün önceGÜNDEM
16 Ocak 2025GENEL
16 Ocak 2025GENEL
16 Ocak 2025GÜNCEL
16 Ocak 2025EĞİTİM
16 Ocak 2025MAGAZİN
16 Ocak 2025